1990’ların sonu… İnternet adında sihirli bir teknoloji tüm dünyayı sarıyor ve “yeni ekonomi” adında bir çağın başladığına dair sarsılmaz bir inanç var. Bu yeni çağın kahramanları ise, isimlerinin sonunda “.com” uzantısı olan, garajlarda kurulmuş teknoloji şirketleri. Wall Street’ten Silikon Vadisi’ne kadar herkes, bu dijital devrimin bir parçası olmak için adeta bir yarış halindeydi.
Ancak bu büyük iyimserlik, tarihin en büyük spekülatif balonlarından birini şişiriyordu. Dot-com balonu, hayallerin ve hırsın, finansal gerçeklerle acı bir şekilde çarpıştığı, yatırımcılara trilyonlarca dolara mal olan unutulmaz bir derstir.
Yükseliş: “.com” Her Şey Demekti
1995 ile 2000 yılları arasında, internetin geleceği olduğuna dair coşku o kadar büyüktü ki, yatırımcılar için bir şirketin ne kadar kâr ettiği, hatta gelir elde edip etmediği bile önemli değildi. Önemli olan tek şey, şirketin bir internet sitesinin olması ve isminde “.com” kelimesinin geçmesiydi. Bu dönemde, yatırımcıların temel ilkesi “Bu sefer farklı” (This time is different) mottosuydu. Geleneksel değerleme ölçütleri (F/K, P/B oranları gibi) “eski ekonomi” için geçerli kabul ediliyor, yeni ekonomi şirketleri ise “web sitesi ziyaretçi sayısı” gibi metriklerle değerlendiriliyordu.
Bu çılgınlık, teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq endeksini sadece beş yılda %400‘den fazla yukarı taşıdı. Henüz tek bir kuruş kâr etmemiş şirketlerin halka arzları (IPO) yatırımcılardan rekor talep görüyor ve şirket değerleri bir gecede milyarlarca dolara ulaşıyordu. Pets.com gibi, tek iş modeli internet üzerinden evcil hayvan maması satmak olan ve devasa pazarlama bütçeleriyle sürekli zarar eden bir şirket bile piyasanın gözdesi olabiliyordu.
Çöküş: Gerçeklikle Yüzleşme
2000 yılına gelindiğinde, rüya sona ermeye başladı. Merkez bankalarının faiz artırımları, spekülatif yatırımlar için sermayeyi daha pahalı hale getirdi. Yatırımcılar, bu “.com” şirketlerinin aslında sadece para yaktığını ve sürdürülebilir bir kâr modeline sahip olmadıklarını fark etmeye başladılar.
Panik başladığında ise çöküş, yükseliş kadar hızlı oldu. Mart 2000’deki zirvesinden sonra Nasdaq endeksi, yaklaşık iki yıl içinde %78 oranında eridi. Pets.com gibi balonun sembolü haline gelen yüzlerce şirket iflas etti. Yatırımcıların trilyonlarca dolarlık birikimi buharlaştı. “Yeni ekonomi” balonu, acı bir şekilde patlamıştı.
Küllerinden Doğanlar ve Alınan Büyük Ders
Dot-com çöküşü, internetin bir aldatmaca olduğu anlamına gelmiyordu. Aksine, teknoloji devrimi gerçekti. Balon patladığında, spekülatif ve temelsiz şirketler yok olurken, küllerin arasından gerçek ve sürdürülebilir iş modellerine sahip olanlar yükseldi. O krizde ayakta kalmayı başaran Amazon ve eBay gibi şirketler, bugünün teknoloji devleri haline geldi.
Dot-com balonunun günümüz yatırımcısına verdiği en büyük ders şudur:
Harika bir teknoloji veya popüler bir trend, her zaman harika bir yatırım demek değildir.
Bir yatırımın uzun vadeli başarısı, popülerliğine veya hikayesine değil, o işin temel sağlamlığına, kârlılığına ve gerçek bir değer yaratma potansiyeline bağlıdır.
Dot-com balonu, popüler bir trend ile sağlam bir iş modeli arasındaki farkı anlamanın ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Yatırım yapmadan önce, bir şirketin sadece hikayesine değil, rakamlarına da bakın.
Kaynakça:
Bu içerik, editörlerimiz tarafından hazırlanmıştır. Edward Chancellor’ın “Devil Take the Hindmost: A History of Financial Speculation” gibi finansal tarih kitapları, dönemi anlatan belgeseller ve The Wall Street Journal, Bloomberg, The Economist gibi uluslararası finans yayınlarından faydalanılarak oluşturulmuştur.


















